2 Kasım - St Mary's Episcopal Cathedral

 Diğer hafta sonlarına oranla biraz az gezdiğim bir gün oldu bugün. David'in aklında börek kaldığı için, elimde kalan baklavalık yufkalarla yeniden bir börek yapmamı rica etti. Malzemeleri almasını rica ettim ben de. İçine ceviz de koydum, annemin hep eklediği kuş üzümünün muadilini burada bir türlü bulamadım maalesef. Onun yerine kuru üzüm koymayı deneyeyim dedim. Hem bugün yeni bir Fransız öğrenci gelecekmiş, yine bir haftalığına, hadi dedim, o da denesin.

Dolayısıyla tek ziyaretim St. Mary's Episcopal Cathedral'ine oldu. Yolda giderken evlerin dış kapıları uzun zamandır ilgimi çekiyordu, onları da fotoğraflayıverdim.

Hani demiştim ya 3-5 balkabağı işte sana halloween. İşte ispatı.

Kilisenin müştemilatı bile görülmeye değer. Önce buradan başlayalım:

Bu fotoğraf da kilisenin genel görünümü:

Tabi ki ağaçsızı da var elimde, buyrun:

Episkopal bir Hristiyanlık mezhebiymiş. 90 metre yüksekliğindeki ana kule, binayı Edinburgh kentsel alanındaki en yüksek bina yapıyormuş. Dikkatinizi çekerim, 90 metre ile! Altını çizeyim, 90 metre ile şehrin eeeen yüksek binası! Hatırlarsanız, Edinburgh'ta herhangi bir binanın tepesine çıktığınızda şehrin her tarafını görebilirsiniz demiştim.

Her kiliseye gittiğimde mum yakmak gibi bir adetim var, çok da severek yapıyorum bunu. St. Mary'de de dilek ağacı vardı. Türkler her yerde 😂

Amin!

Fener ile olan dileğini değiştir sen bence.

Kiliseye girdiğimde ilk defa org sesi ile karşılaştım. Daha önce hiç karşılaşmamıştım. Güzel mi, ürkütücü mü kişiye göre değişir ancak ben o akustiği harika olan kiliselerde sessizliği, minik mırıltıları, ayak seslerinin tıkırtılarını daha çok seviyorum sanırım.

Bugünümü börek uğruna erken sonlandırıyorum. Zaten günde en az 10.000 adım attığım için bugüncük az olsun he mi?