"Remember, remember, the fifth of November, Gunpowder Treason and Plot"
V for Vendetta'yı izlediniz mi? Bir çağın anarşik gençlerinin çok sevdiği bir filmdi bu. Filmin kahramanı olan V'nin bu sloganla gerçekleştirdiği eylemlerle halkı hareketlendirmeye çalıştığını nasıl unuturuz? İşte bu 5 kasım olayı, Birleşik Krallıkta şenlik ateşleri ve havai fişeklerle kutlanıyor.
Kim bu Guy Fawkes? Tam bir niyazi aslında, gittiği b*k yolundan hiç bir dönüşü yok. Esas mesele din temelli.
16. yüzyıldan önce İngiltere, Katolik bir ülkeydi. Kral VIII. Henry, ilk karısı Aragonlu Catherine'den boşanıp Anne Boleyn ile evlenmek istiyordu ancak Katolik olduğu için boşanma olmayacağından, yeni bir Protestan İngiltere Kilisesi kurdu. O meshepten bu meshebe bir hatun uğruna koca ülke sağa sola savruldu ve tüm bu değişimler kısa sürede gerçekleştiğinden katolik mi protestan mı cezalandırılacak kafa karışıklığı yüzünden idam edilebilecek insanlar için çok stresliydi. İnsanlar ya Protestan kilisesine gidecek ya da büyük cezaları ödemek zorundaydı, bu yüzden birçok Katolik gizlice, kendi evlerinde ibadet ediyordu. Çoğu inançlarının özel olduğunu düşünüyor ve Taç'a sadık kalıyordu. Ama hepsi değil...
20 Mayıs 1604 Pazar günü, bir grup Katolik Londra'daki Dog and Duck adlı bir barda buluştu. Bu adamlar Robert Catesby, Thomas Winter, John Wright, Thomas Percy ve Guy Fawkes'tu. Çoğu zengin ve dindar Katoliklerdi. Fikir babası Robert Catesby'ydi. Adamlarına kralı ve Parlamento'yu havaya uçurma planı olduğunu söyledi ve diğerlerini kendisine yardım edeceklerine dair yemin etmeye ikna etti. Peki planı ortaya atan Catesby ise, neden Guy Fawkes? Guy Fawkes, sevilen ve yetenekli bir askerdi. Avrupa'da savaşarak zaman geçirdi ve muhtemelen oradayken barut ve patlayıcılar hakkında bilgi edindi. Sonuç olarak, Westminster Sarayı'nın altındaki barutu yakmak için seçilen kişi oydu, ancak bu onu yakalanma riskiyle karşı karşıya bıraktı ve yakalandı.
Plan basitti: Parlamento'nun açılışı sırasında Westminster Sarayı'nı havaya uçurmak ve Kral I. James ve varisi Prens Henry de dahil olmak üzere içerideki herkesi öldürmeyi, Kral James'in küçük kızı Elizabeth'i yakalayıp, Katolik bir soylunun onun adına hüküm sürmesiyle kraliçe yapmayı planlıyorlardı. Böylece, İngiltere'nin bir kez daha Katolik bir ülke olacaktı. Barutu, İspanya ile savaş yeni bitmesi vesilesiyle karaborsada bol miktarda mevcut olduğundan bulmaları kolaydı. Asıl sorun, barutu kimsenin fark etmeden Westminster Sarayı'na ulaştırmaktı. Komploculardan biri olan Thomas Percy, Lordlar Kamarası'nın altında bir depo kiraladı ve Guy Fawkes, Percy'nin John Johnson adlı hizmetkarıymış gibi davrandı. Çok fazla güvenlik önlemi yoktu ve karanlık bir odaya 36 varil barut saklamayı başardılar. Şimdi komplocuların tek yapması gereken fırsatlarını beklemekti: Parlamento'nun 5 Kasım'daki açılışını.
30 Ekim'de komplo çözülmeye başlamıştı. Birkaç gün önce, Lord Monteagle, 5 Kasım'da Parlamento'ya gitmemesini söyleyen isimsiz bir mektup almıştı. Bu isimsiz mektubun yazarı meğersem bu komplocuların içinden birisiymiş. Gizemli yazar, akrabası olan Monteagle'nin ölmesini istememiş ve Monteagle'dan mektubu okuduktan sonra yakmasını istemiş, ancak mektubu doğrudan kral için çalışan Salisbury Kontu'na götürmüştü. (Yalakaaaa!) 4 Kasım gecesi kral, Westminster Sarayı'nın aranmasını emrettiğinde, Guy Fawkes'u depoda bolca yakacak odunla buldular. Ardından, deponun Thomas Percy tarafından kiralandığını öğrendiler ve bu da onları daha da şüphelendirdi. Kral James ikinci bir arama emri verdi. 5 Kasım gecesi yarısı civarında, depoya geri döndüler ve barutu buldular. Guy Fawkes da oradaydı ve barutu ateşlemek için yanında fitiller vardı. Hemen tutuklandı ve Thomas Percy için de tutuklama emri çıkarıldı.
Guy Fawkes, diğer komplocuların isimlerini paylaşmasını sağlamak için sadece sorgulanmakla kalmadı, aynı zamanda işkence de gördü. Acının onu konuşturacağı umuldu ve iki gün sonra pes etti. Guy Fawkes'un itiraflarından ve casuslardan edinilen bilgilerden yararlanan araştırmacılar, diğer komplocuların isimlerini ortaya çıkardı ve hemen onları tutuklamaya gitti. 8 Kasım'da, sekiz komplocu Staffordshire'da 200 adama karşı son bir direniş göstermeye çalıştı. Aralarında yaralarından ölen Robert Catesby ve Thomas Percy'nin de bulunduğu çoğu kişi ya öldürüldü ya da yaralandı. Hayatta kalanlar tutuklanarak yargılandı. Tüm komplocular suçlu bulundu ve suçlarından dolayı asılarak, sürüklenerek ve dörde bölünerek hain olarak ölüme mahkûm edildiler. Hümanizmde İngiltere gibi ol!
İşte esas sebep bu. Siyasi Hristiyanlık işte bu kadar tehlikeli 😐
İşte biz de bu popülizmin kurbanı olarak Currie'deki havai fişek gösterisine katıldık. Aklımda kalan şu videolar olmasa, buz gibi havadan dona dona gösteriyi izlememiz olacaktı.
Yıllar yıllar sonra, birilerinin paramparça edilişi işte böyle şenliklerle kutlanıyor.
İnsanlık gerçekten ilginç. Aslında acıklı bir öyküsü olan "Hey 15'li" türkümüzde çakkıdı çakkıdı oynamamız gibi bir dezenformasyon benim gözümde.
0 yorum:
Yorum Gönder