21 Aralık 2025 Pazar

21 Aralık - Cathy ve David ile Kısa Veda, Yeni Evim, Christmas at Movies Konseri

21 Aralık 2025 Pazar

 Evet, gün geldi çattı. Benim için değişik bir deneyim olacak, çünkü yeni bir ev, yeni bir düzen, yeni insanlar. Agatha evine doğru uçarken ben de evime doğru gidiyorum, David’in hazırladığı güzel bir kahvaltıdan sonra. 

Yeni evim Granton’da. 19 Ekim’de Royal Botanic Garden ziyaretimden sonra aman ne güzel rengarenk evler var burada ve hala denize giriyorlar diye şaşkın baktığım gün gittiğim yer burası. 

Eve şu an bulunduğum Moredun’dan gidiş yoluna gelirsek, şanslıyım ki hat değiştirmeden gidebiliyorum. O sevmediğim, beni St. James Square’da bırakan, beni baya yürüten 8 nolu hat beni Nelsonların evinden alıp Cochrane’lerin evine bıraktı ki o ağır bavulla ( kış zamanı işte her şey ağır…) fazla yürümemek ballıyım dedirtti bana. Tabi bilemeyip bir durak erken inmişim, bu yüzden bavulu çekerken kollarım uzadı. 

İşte evim. Yeşillik yokken hayal edin, kışmış gibi. Bu evin bir sağda bir de solda kapısı var. Alt ve üst kat ayrı. Benim kaldığım ev üst katta ve baya dik bir merdiven ile çıkılıyor. Neden söyledim? Çünkü bavulu tek başıma çıkarttığımdan ilk basamaklarda 20 kilo olan bavul, üst kata geldiğimde 350 kilo kadar olmuştu. 

Evin sahibi Susanne. %100 İskoç ve offf çok güzel bir kadın. 3 çocuk annesi, bir kaç haftaya anane olacakmış. Evde tek yaşıyor, bir de günlerini sokakta geçiren, eve yemek yemeğe gelen bir Toledo’su var. 

Bavulumu ilk kata taşıdım diye sevinirken senin odan bir üst katta demez miiiii? Neyse halime acıdı da çatı katına çıkartırken bana yardım etti. 

Beni görür görmez hay Allah çok uzunsun demişti, nedenini anlayamamıştım ama çatı katı odayı görünce anladım. Oda harika, diyeceğim hiç bir şey yok. Acayip konforlu iki kişilik yatak (ki benim kaldığı evde yatak hem çok küçük hem de her döndüğümde gacır gucur ses çıkartıyor), yepyeni mobilyalar, tam karşımda kendime ait banyo ve tuvalet. Ama, işte bu kadar olumlu cümleden sonra gelen “ama” işi bozuyor. Bu kadar güzel odanın sadece kapı girişinde ve odanın ortasında dik durabiliyorum. Giyinirken, yatağa giderken, makyaj yaparken hep iki büklüm durmak zorundayım. Ve çat çut başımı tavana vurmak da bonusu. Ya boşver manzara da oda da çok güzel dedim.

Sonra Susanne’ya kuralları sordum, “ne kuralı?” dedi bana. Dedim, “hani yemek ve kahvaltı saat kaçta, öğle yemeğim için sandviç yapabilir miyim? Çarşaf değişimi, çamaşır yıkama ve temizlik günü?” 

“Ah tatlım, benim değişik bir çalışma sistemim var, üst üste 3 gün evde olmuyorum, 4 gün de evdeyim. Bu 3 gün için benden istediğin gıda malzemesi varsa önceden söyle ki sipariş edeyim. Çünkü kahvaltı da akşam yemeği de sana ait.”

Tamam dedim, en azından damak tadına göre yemek yapıp bulaşıkları gıcır gıcır yıkayabilcem. Sonra beni mutfağa götürdü, malzemelerin yerini söylemek için.

İşte bakın yine pişmanım ki evin fotoğraflarını çekmedim. Bunu da o cadde üzerinde satılan bir evin fotolarından arakladım. Sadece 4 m2’lik bir mutfağı var ve o koridordan iki kişi zor geçiyor. Hani ikimiz de şişman değiliz ki rahat edebildik. 

Tabi benim ilk sorduğu soru, buzdolabın nerede oldu. Cathy ve David’in evlerinde alıştığım çift kapılı kocaman siyah buzdolabı gibi büyük bir buzdolabı aradı gözlerim.


İşte buzdolabı. Otellerde kullanılan kadar neredeyse. Ben hiçbir evde tezgah altı kullanılacak bir buzdolabı görmedim, ilk oldu bu 🥴

Ev ile ilgili düşüncelerimi zaman geçtikçe yazacağım. Esas bahsetmek istediğim taaa Ağustos ayında biletini aldığım bir konser vardı, şimdi onun zamanı. 

Efendim, konserimiz Usher Hall isimli konser salonunda. Konumuz da “Christmas at the Movies”. BBC Senfoni Orkestrasının ünlü film müziklerini seslendirdiği bir teması var. Ve ben yine atmosfere, kültüre, zenginliğe hayran kaldım.



Orkestradan çıkan enstrüman sesleri ne kadar da gerçeğe yakın değil mi? Asla ama asla böyle net biçimde duyacağımı tahmin etmemiştim. Tam 3 saat gözlerimden, beynimden, kulaklarımdan kalp çıkararak izledim 🥰😍


Mussssssmutlu geri döndüm yeni evime. Yalnız kendimi burada pek güvende hissetmiyorum açıkçası. David her zaman evde olurdu, hırsız alarmı vardı, David olmasa da evde illa ki birisi vardı fakat ben yalnızım. Üstelik çatı katı o kadar soğuk ki. Şansıma inanılmaz bir rüzgar var, çünkü kıyı şeridindeyim. 

Nelsonların evinde incecik bir pijama ile yatarken bu evde 2 dakika bile pijama ile yatamadım. Yatağın içi sanki soğuk su dökmüşsün gibi. Kalın eşofman altımı, eşofman içine kalın çorabımı ve üstüne yün çorabımı giydim. Yün fanilamı ve üstüne de bulabildiğim en kalın kazağımı geçirdim. Üstüne de şu ana kadar hiç giyme gereği duymadığım hırkamı giymek zorunda kaldım. Daha bitmedi, başımı korumak için de başıma tülbent bağladım! Ben bu tip giyinmeyi 3 derece havada yaklaşık 4-5 saat dışarıda kalacaksam tercih ediyorum, düşünün evin soğukluğunu. Kadın Aralık ayının sonunda kombiyi kapatıyor yahu! 

Yarın ilk işim kombinin yerini ve nasıl açacağımı keşfetmek olacak!!

0 yorum:

 
◄Design by Pocket