27 Ekim 2025 Pazartesi

27 Ekim - National Galleries of Scotland: National, Portobello Beach

27 Ekim 2025 Pazartesi

Edinburgh'un tam kalbinde, Princes Street'e yakın, The Mound'da yer alan muhteşem bir sanat müzesini gezdim bugün. İçi de dışı da sanat eseri olan ücretsiz bir galeri burası. Bina, William Henry Playfair tarafından neoklasik tarzda tasarlanmış ve ilk kez 1859'da halka açılmış.

National Galleries of Scotland: National

Sabah her zamanki gibi sıkı bir kahvaltı ve çıkınımı doldurduktan sonra yollara düştüm. Artık ne nerde daha iyi bilgiye sahibim, şehri aklımda kolayca canlandırabiliyorum. Sadece trafik ters aktığı için durakların yönünü karıştırıyorum hâlâ ama bunu sanırım tüm turistler yaptıkları için durakların üzerinde to city (merkeze gider) from city (merkezden dağılır) ibaresi var. Ona göre ayarlamamı yapıyorum. 

İçeride 1 pound verdikten sonra alabildiğiniz token ile kiraladığınız kabinler var ve eşyalarınızı buraya koymanız isteniyor. Ardından eşyanızı yeniden almak istediğinizde verdiğiniz tokeni geri alamıyorsunuz, bir pound daha vermeniz lazım. O yüzden yanınıza su, sandviç, artık ne getirdiyseniz ceplerinize sıkıştırmayı unutmayın. İçeride de yemek yemek yasak olduğu için ben istemeye istemeye tuvalette tıkınmıştım, ya bişey olmaz demeyin. Kurallara inanılmaz bağlı insanlar ve yapılan en ufak yanlışa dair uyarı, yeri geldiğinde insanı rencide edecek şekilde büyük ve sesli yapılıyor.


Bernini, Boticelli, Drummond, Van Dyck, Monet, Rembrandt, Titian, da Vinci gibi muhteşem insanların eserleri yer alıyor.


 Eserleri parmaklamamak kaydıyla dibine kadar sokulabilirsiniz, oturup saatlerce izleyebilirsiniz, malzemelerinizi getirerek orada resim çizebilirsiniz. Yani sanata dair ne yapmak isterseniz yapabilirsiniz, ülkede sınırsız özgürlük var.


Mesela aşağıdaki videoda, tablonun neredeyse içine girecektim. Yağlı boya eser parlak saten görüntüsünün nasıl verildiğini bir türlü anlayamamıştım. Uzaktan baktığımda sanki gerçekten tablonun içerisinde saten kumaş koymuşlar gibi duruyordu. Hem verilen parlaklık hem de 3 boyutlu görüntü benim aklımı başımdan almıştı.

Glasgow gezisindeki modern sanat müzesi faciasından sonra bünyeme ilaç gibi geldi burası. Bu galerinin yanında The Royal Scottish Academy de var, yalnız orası ücretli, hem de daha az eser var. Benden uyarması.



Galeriden çıktıktan sonra sanata devam edip kısa bir müzik ziyafeti çektim kendime, sokak sanatçıları sayesinde. Normalde bir kaç pound atmak gerek ama öğrenciyim ben abi!

Sanata doyduktan sonra doğaya doymak için Portobello sahiline gittim. Bu sahil, Grantondaki sahilden kat be kat daha güzel. Hiç yosun yok, sahil çok uzun ve geniş, kumu yumuşacık ve sanki Maldivler gibi ama daha sarı renkli. Ve uzun zamandır sahillerde göremediği bollukta deniz kabuğu var. Çaktırmadan topladım elbette 😉 Buraya güneşli bir günde yeniden geleceğim, denizin maviliğini görmek için.


Ve Edinburgh'ta her köşede gayda ile karşılaşabilirsiniz derlerdi. İşte ispatı. Burada bu müziği  dinleyeceğimi asla tahmin etmezdim.


 Bu hafta sıcak, samimi Arabımız Sultan'ı ülkesine uğurladık. Hemen ardından adını bilemediğim, asla da öğrenemeyeceğim Alman öğretmen geldi, bir hafa kalıp ülkesine dönecekmiş. Hüseyin'in kursu olan LSE'ye gidiyor. Kendi okulunun grubuyla birlikte gelmiş, her geceye bir eğlence koydukları için akşamları pek karşılaşamayacağız, evi de yatmadan yatmaya kullanacak gibi bişey oluyor. O yüzden sabah da karşılaşamıyoruz, ben çıkarken o kahvaltıya geliyor. O nedenle günaydın, iyi günler dışında muhabbet kuramayacağız, haliyle adını da öğrenemedim. 

0 yorum:

 
◄Design by Pocket