18 Ekim 2025 Cumartesi

18 Ekim - Ocean Terminal, The Royal Yacht Britannia, Tram Yolculuğu

18 Ekim 2025 Cumartesi

 Artık hafta içi sabahları programım belli: Sabah 08:30-12:00 arası o çok sevdiğim hocam ile birlikte BM sınıfı gibi sınıfımızda ders, ardından hemen bir sandviç atıştırması ve ver elini yeni bir yer, eve dönüş, ödevlerin yapılması, aile ile konuşma, yemek, ödevlere devam, İngilizce (altyazısız) bir film/dizi, kapanış.

Ders bitiminde bugün ilk defa trama bineceğim için nasıl binmem gerektiğini öncelikle keşfetmem gerekiyordu. Daha önce bahsettiğim ridacard ile Edinburgh içerisindeki tüm toplu taşımalara sınırsız biniş hakkım var ancak tram için binmeden önce (yaklaşık bir 10 dk önce) okutmanız gereken kiosklar bulunuyor. Ridacard'ınızı okuttuktan sonra binebilirsiniz.  Binip içeride okuturum derseniz, yapmayın, cezası 10 pound. Ya ben turistim, bilmiyordum diye bir durum yok. Pembe, gri, beyaz renkli bir alete biniş öncesi okutmanız gerekiyor.

İşte böyle

Bindikten sonra ver elini New Haven durağındaki Ocean Terminal AVM. Bu bölge Edinburgh'un deniz kenarında yer alıyor ve benim buraya esas gidiş amacım "The Royal Yacht Britannia"yı görmek. AVM'nin içinden yata direkt geçiş bulunmakta ancak 21 pound vermek bana pek akıl karı gelmediği için, içine internetten bakıp,

Internetten arakladım

Dışına da mis gibi temiz havada uzun uzun bakıp,


Tertemiz deniz havasını ciğerlerime çektim. David'e göre kesinlikle görülmesi gereken bir yerdi ancak bu 21 pound benim 1 haftalık yemek parama denk geliyor açıkçası. Önümde de uzun bir zaman var ve ne olur ne olmaz diye bıraktım içine girme işini. Bu yat, kraliyet ailesine ait ve 1954-1997 yılları arasında hizmet vermiş. O kadar eski binalar var ki, o nedenle 65 yıllık yatı görmek bana pek çekici gelmedi.   

Aslında AVM içine girmek gibi bir niyetim yoktu, çünkü AVM AVM'dir ve ülkeden ülkeye de farklılığı yoktur bana göre. Ama çok su tüketen biriyim demiştim, tuvalet ihtiyacım had safhada ve yatı dışarıdan görme işim bitince hemen AVM'ye girdim, orada çok tatlı bir minik müze gördüm.

1900'lü yıllarda Edi'de günlük hayat


Senin benim gibi insanların evlerinde kullandıkları ev eşyaları, kıyafetler, bilgisayarlar, mutfak eşyaları, kitaplar, oyuncaklar...


Kısaca hayata dair her malzemenin yer aldığı küçük ama çok sevimli bir müzeydi bu.


İçime sindire sindire dolaştım müzeyi. Eve dönmeden önce de hadi bunu da yapmadım demeyeyim dedim. Açtım google'ı, o bölgede en iyi oy alan kafe hangisiyse gideceğim dedim. Şansıma çok yakında 4,8 puan almış The Irısh Dude Coffee and Food çıktı, Yine her zamanki gibi 2-3 masanın bulunduğu tatlı mı tatlı bir yer. Bir Americano, bir de imza tostlarından olan jalapeno biberli, kızarmış peynirli bir tost yedim. İmza olmayı hak etmişti damak tadıma göre. Hatta bu tost kendisinin de favorisiymiş.

The Irısh Dude Coffee and Food

Dünya güzeli şehirde cennetten çıkma bir günüm daha böyle güzel bitti.


  

0 yorum:

 
◄Design by Pocket