7 Aralık 2025 Pazar

7 Aralık - İkinci Glasgow Gezisi - Kelvingrove, The University of Glasgow, Hunterian Museum, Botanic Gardens, Riverside Museum, Glasgow Christmas Market

7 Aralık 2025 Pazar

 Tabi ki başlık uzun olacak, çünkü planlaması benden. İlk gezide gruba uyup boyumun ölçüsünü almıştım, tüm gün sadece 2 yer gezmiştik. Bu seferki gezim de uyumlu Erika'mla birlikte oldu. Saat 08:30'da Edinburgh Bus Station'dan otobüsümüz hareket etti. 2 kişi olduğumuz için otobüsü tercih ettik, gidiş dönüş 10 pounda mis gibi gidip gelecektik. Trene oranla yarım saat fazla sürüyor yolculuk.

Otobüs de sizi aynı trende olduğu gibi Glasgow'un ortasına bırakıyor. İkinci gidişimiz için yaptığımız plan çok daha fazla ziyaret edilecek yeri içerdiği için otobüs bilet almamız gerekti, ancak siz alırken 2 kere biner sonra gideriz demeyin. Bizim yaptığımız gibi 1 poundun hesabını yapmayın. Gün içi sınırsız bilet seçeneğini seçmeniz hayrınıza olacaktır. Bir bilen olarak konuşuyorum burada 😓

İlk ziyaret noktamız, Kelvingrove Art Gallery and Museum oldu. Ücretsiz müzelerin kölesiyim arkadaşlar. Hem ücretsiz hem de her telden bir müze. 

Kelvingrove Art Gallery and Museum

Doğa tarihi, Mısır antikaları, tasarım, mimari, ortaçağ silahları ve cephaneliği, İskoç tarihi ve Glasgow tarihi yer alacak biçimde her tel tabi.


Hatta müzenin içerisinde mini christmas market bile vardı, çingene gibi diyemedik, çünkü orası müzeydi.


Bana kalsa daha zamanımı harcardım ama Erika biraz çabuk pes edince 1 saatte çıktık oradan, zaten gitmemiz gereken çokça yer var ve Glasgow Edinburgh'tan çok daha büyük bir şehir. Erika'da bir müze eklemek isteyince yetişmek adına yeterli dedik.

Arası yakın olduğundan The University of Glasgow'a yürüyerek geçtik. Şimdi ben Hacettepe Üniversitesinden mezun biri olarak, entellektüel birikimim Glasgow Üniversitesi hakkında yazmaya yeterli midir bilemedim.

The University of Glasgow

 Çünkü üniversite, 1451 yılında kurulmuş, İskoçya Krallığı'ndaki en eski ikinci, Britanya İmparatorluğu'ndaki dördüncü en eski üniversite, İskoç Aydınlanması'nın entelektüel potansiyelini sağlayan kilit kurumlardan biri, belli göstergelerde 2020 yılının en iyi yükseköğretim kurumu, 2022'de yarattığı bilimsel etki nedeniyle dünyanın en iyi 20 üniversitesi arasında, her yıl düzenli olarak uluslararası sıralamalarda en iyi ilk 100 üniversite arasında, Birleşik Krallık'taki ulusal yüksek öğretim kurumları sıralamada ilk onda yer almakta. Durun, daha bitmedi: The Times gazetesi 2022'de Glasgow Üniversitesini İskoçya'da "Yılın üniversitesi" ilan etti! Yazarken yoruldum...


İşte biz de burada öncelikle bu ilim irfan yuvasının havasını ciğerlerimize kadar çektik,


Dörtgen mimarisine bakıp iç çektik, sandviçlerimiz yiyip Üniversitenin içerisinde yer alan Hunterian Museum'a girdik.


İskoçya'daki Roma yerleşiminin öyküsünü anlatırken, değerli taşlar, fosiller ve dinozorlar da dünyanın tarihini gözler önüne seren ölçüleri ideal, 1 saatte tamamlanabilecek, güzel ve ücretsiz (en güzel kısmı bu galiba) bir müzeydi.

Sonra yönümüzü Erika'nın isteği üzerine Glasgow Botanic Garden'a çevirdik. Ama önce, Loop&Scoop'ta kahve ve ihtiyaç molası verdik. Sanırım seçilebilecek en soğuk ve en rüzgarlı günü seçmişiz. Ülke güzel, hatta çok çok güzel ancak, erken kararan hava insanın canını biraz sıkıyor. Saat 14:30'da hava aydınlıkken, 15:00 gibi çıktığımızda hafif loşlukları görebiliyorduk.

Kibble Palace 

1817 yılına dayanan tarihi, Kibble Sarayı, 2137 m2'lik bir alanı kaplayan ve 19. yüzyıldan kalma ferforje ve dökme demir çerçeveli Kibble Sarayı'nın dışında irili ufaklı bir çok serası bulunan bahçe, 20 hektar büyüklüğünde. Ben, Royal Botanic Garden Edinburgh'u ekim ayında ziyaret etmiştim ve doğanın renklerine hayran kalmıştım. Eminim ki sonbahar ayında Edinburgh'taki kadar güzel olan Glasgow'daki bahçe maalesef Aralık ayında biraz fazla "gri"ydi. 


Riverside Müzesine vardığımızda ise saat 16:00 olmuştu:


Güneş kış aylarında hiç Kuzey'de çalışmıyor valla.

Riverside Müzesi de Erka'nın seçimiydi ve ben hiç bir bilgim olmadan gitmiştim. Ancak, iyi ki gitmişiz diyorum. Hayatımda bu kadar tatlı bir müze daha görmedim.


Adamlar müzenin içerisine sokak inşa etmişler ya!!! Şu güzelliğe bakar mısınız? Aslına ulaştırma müzesi ve lokomotif, gemi, otobüs, araba, bisiklet gibi her türlü ulaşım aracına ev sahipliği yapıyor.


Tek kelime ile ba-yıl-dım! İyi ki seçmişsin kız Erka!


Kelvin nehrinin üzerindeki köprüden geçip,


Otobüsle şehir merkezine vardık. Şehirlerarası otobüsümüze binmeden de george Square'da bulunan Glasgow Christmas Markete uğramadan edemedik.


Princes Street'teki marketten daha küçük ve daha sıkışık bir alandı, Edi'de bulunan hemen hemen her şey vardı.



Artık dönüş zamanı, çok yürüdük, çok üşüdük ancak sonuna kadar değmişti yorgunluğuma. Eve saat 21:00'de döndüm ve dünya güzeli bir şehri daha hafızama atmanın mutluluğuyla yattım. 




0 yorum:

 
◄Design by Pocket